21 Mart 2013 Perşembe

Kafes Fırına Ekmek Yapmaya Gittim


Mart ayının ilk Cumartesi günü çok keyifli bir etkinliğe davetliydim. Daha önceden Kafes Fırın Filistin Caddesi Şubesindeki davette firma sahibi Rezan hanımla böyle bir etkinliğin muhabbetini yapmıştık. Hep birlikte mutfağa girip neler yapabiliriz diye düşünmüştük. O yüzden ' Birlikte ekmek yapacağız ' diye daveti alınca hiç tereddütsüz kabul ettim. Daha önceki tecrübelerimden de bildiğim tek şey var. Mutfakta karıştırıp, kesip, doğrayıp, pişirip bizzat işin içine dahil olduğunuz her etkinlik keyifli geçer. 


Kafes Fırın' la tanışıklığım çok yeni. Öyle ki bir önceki davette ilk defa bir şubesinden içeri girmiş ve gördüğüm ve tadına baktığım lezzetler karşısında hayran olmuştum. Bu sebeple ekmek konusunda da ne kadar iddialı ve başarılı olduklarını görmek beni çok şaşırtmadı, bu defa hazırlıklıydım. Gidip gözlerimle de gördüm ki hem severek hem de çok doğru yapıyorlar bunu da. Ekmek konusunda günümüzde ne gibi hileler olduğunu;  ne çok katkı maddeli ekmek tüketmek zorunda kaldığımızı düşünürsek bu işi ciddiyetle yapan, insan sağlığını ön planda tutan butik fırınlara daha çok ihtiyacımız olduğunu görürüz. Sonuçta sonsuz çeşidi yapılabilen bir temel gıda maddesi olan ekmeğin un, su, tuz ve mayadan elde edildiğini hepimiz biliyoruz. Fakat böylesi büyük bir pazarı olan ekmeğin de kalitesi konusunda aldığımız  fırına güvenmemiz de çok önemli. 


Kafes Fırın Anıttepe şubesinde ekmek imalatı vardiyalı olarak 24 saat sürekli devam ediyor. Diğer tüm şubelere de tüm çeşit ekmekler Anıttepe şubesinde yapılıp dağıtılıyor. Firmanın ekmek ustası o gün etkinlik esnasında biz 4 bloggeri de aralarına alıp nasıl çalıştıklarını, ekmek yaparken hangi aşamalardan geçtiklerini anlattı.Ve hatta  mayalanmış hamuru bizlere de paylaştırıp aslında hiç de öyle göründüğü ya da tahmin edildiği kadar kolay bir iş olmadığını anlamamızı sağladı. Onların elinde sanki her biri tornadan çıkmış gibi birebir birbirinin aynı olan hamurlara şekil verirken epeyce bir eğlendik. Hiç de öyle evde ekmek makinesinin düğmesine basıyorum, ekmeğimi yapıyorum gibi değil bu iş. Zaten ortaya çıkan sonuç da bambaşka bir şey. Gramajları ayarlanıp elde şekil verilen ekmekler çeşitlerine göre üzerleri farklı olarak çizilip fırına veriliyorlar. 


İşin en keyifli anı da o zaman başlıyor. Fırından mis gibi kokular geldikçe hepimiz tereyağı hayalleri kurarak aç kurtlar gibi ekmeklerin çıkışını bekledik. Hem karnı ne kadar tok olursa olsun fırından yeni çıkmış sıcacık bir ekmeğe hayır diyebilecek pek kimse de yoktur. 


Etkinliğin belki de en can alıcı noktası bence ekşi maya yapımının anlatımıydı. Son zamanlarda birçok yemek bloggeri arkadaşım evinde kendi ekşi mayasını kendi yapıyor, inanılmaz keyifle ve heyecanla takip ediyorum. Buğday ununun lezzetini kaybettirmeden sadece un ve su kullanarak uzun bir mayalanma süreci ile ekmek hazırlama tekniğidir ekşi maya tekniği. Normal şartlarda 6-8 gün sürmektedir. Un ve suyun belli oranlarda karıştırılıp tekrar tekrar beslenerek yapılması hem uzun hem de zahmetli bir süreç. Etkinlikte içinde hiçbir katkı maddesi olmayan ekşi mayalı ekmeğin yapımını da görmüş olduk. 



Ekmek yapmak kısacası bir sanat aslında. Yemeğin yanına katık olarak koyduğumuz ve belki de içeriğine çok dikkat etmediğimiz en temel gıda maddesi ekmek.  Nereden aldığımıza, içeriğinde katkı maddesi olup olmadığına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bir de size ufak bir tüyo, uzun süre küflenmeden bayatlamadan kalabilen ekmekler katkı maddeli demekmiş. Bu yüzden Kafes Fırın ekmeklerini ilk aldığınız günden sonra buzdolabında muhafaza etmenizi öneriyorlr. Kafes Fırın Ankara' da bence en güvenilir kaynaklardan biri. Tadına bakma fırsatı bulduğum tüm çeşitler çok güzeldi ama Ekşi Mayalı ekmeğini denerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. Buzdolabından çıkarıp ince bir dilim kesip, kızartıp üzerine de tereyağ peynir ile tadına doyamayacaksınız. Gecenin bu vakti mutfağa gitmemek için bu mevzuyu uzatmadan kesiyorum.

Tabii o gün o kadar çok çalıştık, o kadar çok ekmek yaptık ki ekmek yapımında sergilediğimiz üstün başarıdan dolayı bize sertifika bile verdiler. Şaka bir yana ekmek ustası olmak bu işin hakkını vermek hiç kolay değilmiş. En azından benim daha kırk fırın ekmek yemem gerek. Her gün her öğün soframıza ilk koyduğumuz şey ekmek, yani en çok dikkat etmemiz gereken içeriğini açık net bilmemiz gereken. Kendi ekmeğimi kendim yapana kadar gönlüm rahat, gözüm kapalı ekmeklerimi Kafes Fırından alırım ben. 

3 yorum:

ebrununmutfagindan dedi ki...

keşke haberim olsaydı katılmak isterdim bir daha ki sefere artık inşallah güzel bir deneyim olmuş

senem dedi ki...

ekmekler şahane görünüyor : ) yaseminde varmış ne güzel olmuş.
ekmek diyip geçebiliyoruz ama her iş kendi içinde zor ve özel bence

filizceyemekler dedi ki...

Resimler, ekmekler ve gününüz çok güzel görünüyor ....
görünen o ki ekmek ustası olmak zormuş ama zevkle yaptığınız kesin, artık ekmekler sizden:))) ellerinize sağlık,sevgiyle:)))