
Bizim küçük adam oldum olası bu perdelerin sarma mekanizmasının askısına meraklı. Mutlaka erişebildiği yerden ya çekiştirir koparmak için kendini paralar ya da bir yandan bir yana fırlatıp durur. Çocukça bir keyif herhalde, pek de mutlu oluyor. Yapma, etme dedikçe de inadına yapıyor. Bu akşamüstü de mutfakta birlikte muhabbet ederken bir anda yanımdan ayrıldı, ben lavaboda birşeyler yıkarken farketmedim bile. Sanırım bir dakika kadar sonra bir bağırtı, bir hırıltı duydum salondan. Önce '' gel yanıma annecim hadi konuşuyoruz ne güzel'' dedim. Baktım hala gelmiyor hemen koştum salona. İçeri girmemle gördüğüm manzara beni mahvetti. Hemen pencerenin yanındaki koltuğun kenarına çıkıp yine perde askısını bu defa kafasından geçirmiş. Koltuğun yanındaki sandalyede boğazında perde askısı ayaklarının ucunda duruyor. Yani orada sandalye olmasa boğulması an meselesi Allahım sen aklıma mukayyet ol.
Koşmamla onu ordan alıp sarılmam bir oldu. Bir taraftan o ağlıyor bir taraftan ben. Yaklaşık yarım saat kendime gelemedim, hatta o kadar deli gibi ağlıyordum ki çocuk bile şaşırdı anneme ne oldu diye. O pozisyonda orada sandalye üzerinde olduğu için hiçbir şey olmazdı aslında ama inanın o görüntü beni deli etmeye yetti. Ya o sandalye orada olmasaydı, ya ben mutfakta değil de daha içerde odalarda olup onu duymasaydım diye olasılıklar aklımda dolanırken sakinleşmem hayli uzun sürdü. Gerçi küçük beyin marifetlerini bildiğimden asla onu yalnız bırakmam ben, hele ki sessiz sessiz biryerlerde ise mutlaka gizlice izlerim. Mutfakta yemek yaparken bile, o odasında oyun oynasa dahi bir domates keser gider bakarım, bir soğan doğrar gider bakarım.
Bugün şükürler olsun ki bu olay bu kadarla kaldı. Aslında askılara olan ilgisinden dolayı biz genelde askıları aşağıdaki fotoğraftaki şekilde bağlıyoruz ki ulaşamasın. Fakat arada unutuyoruz tabii. Demek ki bundan sonra unutmak yokmuş, bunu anladık. Gerçi olaydan sonra tüm gün pek yanaşmadı perdelere ama onun işi hiç belli olmaz.
