8 Haziran 2009 Pazartesi

Haftasonu Keyfimiz ve Nurhayat Abla'nın Daveti

Cumartesi sabahı erkenden yollara düştük ailecek, Kumbağ' a bizimkilerin yanına gittik 1 günlüğüne de olsa kafa dinlemek için. Sağolsun küçük bey pek dinlenmemize fırsat vermese de hava değişikliği iyi geldi hepimize. Hem küçük adam anneannesi, dedesi, Bele'si ( teyzesine bele diyor) ve Bolo'suyla ( Bora'ya da Bolo diyor) gönlünce eğlendi. Hem de biz İstanbul'un kargaşasından uzak sohbetin muhabbetin tadına vardık. Artık Kumbağ sadece yazlığımızın değil gelinimizin de olduğu yer. Kardeşim ve kız arkadaşı Ece kısa süre önce sözlenmişlerdi ve yakında nişanlanacaklar kısmetse. Cumartesi günü de Ece'nin annesi Nurhayat Abla bizleri davet etmişti çaya. Önceden haber aldığımız üzere bizlere mantı yapacaklardı. Ama gidip gördük ki mantının yanında yok yoktu. Zaten mantı da bizim bildiğimiz suda haşlanan mantıdan farklı tepsi mantısı. Hiç daha önce böyle mantı yememiştim ama gerçekten muazzam lezzetli birşeydi.Yine elde açılarak yapılmış, içine kıyma ve bulgur konup kapatılmış ve tepsiye dizilmiş. Fırında pişirilmiş ve yine üzerine bildiğimiz usül yoğurt ve yağ ile servis ediliyor. Sanırım bundan sonra Nurhayat Abla'dan sık sık isteyeceğiz bu mantıyı.

Biz elbette sadece mantı ile doyurduk karnımızı o kadar güzeldi ki. Ama onun dışında daha neler vardı neler. Ece, annesi ve babaannesi ve yengeleri sağolsunlar günlerce yorulmuşlar ve hepsi el emeği birbirinden güzel ikramlar hazırlamışlar.

Mercimek Köftesi


Peynirli Muska Böreği


Zeytinyağlı Yaprak Sarması


Fındıklı Kurabiye


Burma Baklava






Hepsi bu kadar değil, orda yedik içtik muhabbetimizi ettik. O günkü ziyaretimizin amacı kardeşim için hazırlamış oldukları söz bohçasını almak olduğundan yine oranın adetlerine göre bir tepsi baklavayı eve götürmemiz için yanımıza verdiler.
Koca bir tepsi ev yapımı cevizli baklava ve yine bir tepsi köy ekmeği. Öyle de güzel paketlemişler ki gece fotoğraflarını çekemedim. Sabaha da zaten çoktan tepsi yarılanmıştı. Baklava çok lezzetliydi gerçekten, ekmekler de mis gibi köy ekmekleri.







Bu kadarla da bitmedi o günkü ikramlarımız, eve dönmek için Ece'lerin evinden çıktığımızda bizi bekleyen son ikramlar da arka bahçedeydi. Dalından kiraz ve erik yemenin keyfine vardık. Tüm gün ağzına tek lokma koyabilmek için peşinden koştuğumuz küçük adam bile ağaçtan meyve yemeye hayır diyemedi. Kendi elleriyle topladı ve yedi kirazları.

Sonuç olarak çok keyifli ve anlaşılacağı üzere doyurucu, lezzetli bir gün geçirdik hoş muhabbetler eşliğinde. Burdan da tekrar tüm emek veren herkese teşekkürler ediyorum, başta Nurhayat Abla'ya. Umarım böyle tatlı başlayan bu birlikteliğimiz hiç ağzımızın tadı bozulmadan yıllarca devam eder.

6 yorum:

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Çok sevindim Yasemin'cim pazar gününün böyle şahane geçmesine.. İkramlar krallara layıkmış gerçekten :) Kız tarafının ellerine sağlık :) Evlendikten sonra aklınız kardeşinde kalmayacak hiç desene, eminim Ece de çok marifetlidir :)

Unknown dedi ki...

muhteşem bir haftasonu geçirmişsiniz.hem de çok hayırlı olmuş.

Betül KAVAL dedi ki...

yasemincim herlşey nefis vallahi. haftasonunuzun böyle güzel geçmesine sevindim.

öpüyorum

Unknown dedi ki...

Aile bu şekilde büyüyor işte Yasemincim.Yapanların ellerine sağlık sizlere de afiyet şeker olsun.Kardeşinin evliliği de aynen geçirdiğiniz gün tadında ve sıcaklığında olsun.
Çok öpüyorum

pelince dedi ki...

Yasemincim ne güzel yapmışsınız,mamalar harika..Mideler bayram etmiş resmen :)
Yakışıklının meyve yemesini sevsinler...

Güzel bir hafta olsun inşallah..

Banu Karagil Dalaman dedi ki...

İnşallah görümce değil abla olursun Ece için, Allah mutluluk versin onlara inşallah, canım arkadaşım:)